ABD’nin 2000–2025 Hint-Pasifik Stratejisi

ABD’nin 2000–2025 Hint-Pasifik Stratejisi
2000–2025 döneminde ABD, Hint-Pasifik bölgesinde stratejik önceliklerini çok boyutlu bir biçimde
sürdürmüş ve uyumlaştırmıştır. Aşağıda askeri varlık, ekonomik girişimler, diplomatik ilişkiler, Çin
ile rekabet ve bölgesel ittifaklar bağlamında detaylı analiz sunulmuştur.

1. Askeri Strateji ve Bölgedeki Varlık
ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Pasifik’te güçlü bir askeri varlık sürdürmüştür. 2001 sonrası
bir süre Orta Doğu’ya (Terrörle Mücadele) öncelik verilse de, 2000’li yılların ortalarından itibaren
Çin ve Kuzey Kore tehdidine karşı bölgede yeniden dengeleme (rebalance) yönünde adımlar
atılmıştır. 2011’de Obama yönetiminin ilan ettiği “Asya’ya Dönüş” politikasıyla ABD, Japonya,
Güney Kore, Avustralya vb. müttefiklerle ortak tatbikatları yoğunlaştırmış, uçak gemisi grupları ve
hava üslerini güçlendirmiştir. Günümüzde ABD Hint-Pasifik Komutanlığı (USINDOPACOM)
bölgesinde yaklaşık 375.000 personel görev yapmaktadır. Bu kapsamda Pasifik Filosu’nda beş uçak
gemisi de dâhil olmak üzere yüzlerce savaş gemisi ve savaş uçağı bulunmaktadır. ABD bu gücünü,
düzenli RIMPAC, Malabar gibi deniz tatbikatları ile Kuzey Kore’ye ve Çin’in yükselen balistik
füze tehdidine karşı bir caydırıcı olarak kullanmaktadır.

2. Ekonomik Strateji
ABD, bölgesel ekonomik düzeni şekillendirmek için çok taraflı ticaret inisiyatiflerine ağırlık
vermiştir. 2000’li yılların sonunda Obama yönetimi Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) çabalarını ön
plana çıkarmıştır. 12 ülke arasındaki bu anlaşma dünya ekonomisinin %40’ını kapsamakta ve ABDTPS ülkeleri arasındaki ticari hacim (2015’te ~1,5 trilyon $) göz önüne alındığında bölge
stratejisinde kilit bir rol üstlenmekteydi. Ancak Trump yönetimi dönümünde TPP’den çekilmiş,
bunun yerine Çin’in desteklediği bölgesel RCEP anlaşması imzalanmıştır. Biden yönetimi ise HintPasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF)’ni Mayıs 2022’de başlatmıştır. IPEF’e ABD, Japonya,
Hindistan, Avustralya ve ASEAN ülkeleri dahil 14 ülke katılmış; bu ortaklık küresel GSYH’nin
yaklaşık %40’ını temsil etmektedir. IPEF, geleneksel gümrük indirimi yerine tedarik zinciri
dayanıklılığı, temiz enerji/altyapı ve vergi/şeffaflık standartları gibi dört temel eksende işbirliğini
hedeflemektedir. Diğer yandan ABD, ASEAN ile ekonomi bağlantılarını güçlendirmiştir. Örneğin
2019’da ABD’nin ASEAN ile toplam ticaret hacmi ~295 milyar $ olarak gerçekleşmiş ve ABD bu
düzeyle ASEAN’ın ikinci büyük ticari ortağı konumundadır; aynı dönemde Amerikan doğrudan
yatırımları 24 milyar $ ile ASEAN’a en yüksek katkıyı sağlamıştır. Bu çabalar, Çin’in ekonomik
nüfuzuna karşı bölgede alternatif tedarik zincirleri ve yatırım fırsatları yaratmayı amaçlamıştır.

3. Diplomatik İlişkiler ve Dış Politika
ABD, bölgesel diplomasi alanında çok taraflı platformları ve ikili ilişkileri derinleştirmiştir.
ASEAN’la düzenli görüşmeler yapmaya devam etmiş; Biden yönetimi 2021 itibarıyla ASEAN
Liderler Zirvesi gibi etkinliklerde işbirliğini vurgulamıştır. Öte yandan ABD, bölge mimarisini
Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) ve AUKUS gibi girişimlerle şekillendirmektedir. 2021’de
Biden yönetimi Beyaz Saray’da ilk yüz yüze Quad zirvesini düzenlemiş; Japonya, Avustralya ve
Hindistan liderleri ile “Serbest ve Açık Hint-Pasifik” vizyonu ile Doğu ve Güney Çin Denizi’ndeki
seyrüsefer güvenliği konularında mutabakat sağlamıştır. Ayrıca Kasım 2021’de ABD-İngiltereAvustralya üçlüsü AUKUS kapsamında ortak nükleer denizaltı programını duyurmuştur. Bu çok
taraflı platformlar, Çin’e karşı dengeleme çerçevesinde COVID-19 aşı dağıtımı, altyapı yatırımları
ve iklim değişikliği gibi kamu mallarının bölge ülkeleriyle paylaşımını da hedeflemektedir. ABD
ayrıca Hint-Pasifik’te diplomatik ziyaret trafiğini artırmıştır: örneğin Biden’ın Mayıs 2022’deki
Asya ziyareti kapsamında Japonya’da IPEF lansmanı yapılmış, liderler Tayvan Boğazı’nın barışçıl
durumuna vurgu yapmıştır. Genel olarak ABD dış politika belgelendirmelerinde Çin’e karşı “gerekli
olduğunda rekabet, imkan varsa işbirliği” yaklaşımı benimsendiği ifade edilmektedir.

4. Çin ile Stratejik Rekabet
Çin’in bölgedeki nüfuz kazanımına karşı ABD stratejisinin kilit unsuru denge politikasıdır. Biden
yönetiminin 2022 Hint-Pasifik Strateji Raporu’nda Çin (ÇHC), ekonomik, diplomatik, askeri ve
teknolojik gücünü birleştirerek Hint-Pasifik’te nüfuz alanı genişletmekle suçlanmıştır. Rapora göre
Çin’in Avustralya’ya yönelik ekonomik yaptırımlarından, Hindistan’la sınır çatışmalarına; Tayvan
üzerindeki baskılardan, Doğu/Güney Çin Denizi’nde komşularına yönelik zorbalıklarına kadar
geniş bir spektrumda agresif adımlar atılmaktadır. ABD, bu çerçevede Güney Çin Denizi’nde
uluslararası hukukun (özgür deniz seyrinin) korunmasını ön plana çıkarmış, Çin’in bölgesel hava/
deniz iddialarına meydan okumak için nakliye gemileri ve uçak gemileriyle düzenli geçişler
yapmıştır. Tayvan konusunda ise ABD, resmî bir ittifak olmamasına rağmen adaya silah satışını
sürdürmüş ve üst düzey ziyaretlere destek vermiştir. Örneğin Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin
2022 Tayvan ziyaretini ABD ordusu, ziyaret boyunca gerekli korumayı sağlamak için savaş uçakları
ve gemiler konuşlandırarak aktif şekilde desteklemiştir. Teknolojik alanda ABD, Çin’e üstünlüğünü
korumak için ihracat kontrolleri uygulamış (örn. Huawei 5G teknolojisine kısıtlamalar), kritik yarı
iletken üretimine milyarlarca dolar yatırım yapmıştır. Çin’in Hint-Pasifik’teki etkisini dengelemek
amacıyla ABD, teknoloji ve üretimde bölgesel ortaklıklar geliştirme yönünde girişimlerini
yoğunlaştırmaktadır.

5. Bölgesel İttifaklar ve Ortaklıklar
ABD, Hint-Pasifik’teki geleneksel müttefiklerine dayalı bir “hub-and-spoke” ittifak ağı
sürdürmüştür. Japonya, ABD’nin bölgedeki en yakın müttefikidir; Okinawa adasında yaklaşık
54.000 ABD askeri konuşlandırılmıştır. Güney Kore’deki Amerikan askeri varlığı da yaklaşık
28.500 asker seviyesindedir. Hindistan ise 2019 Strateji Belgesi’nde Çin’i dengelemek üzere
stratejik ortak ilan edilmiştir. ABD-Avustralya ilişkisi ANZUS paktı ile temellenmiştir; iki ülke
yakın savunma işbirliğine sahiptir ve 2021’de devreye giren AUKUS üçlüsü ile ortak nükleer
denizaltı programını başlatmışlardır. Filipinler (1951 Savunma Antlaşması) ve Tayland gibi
ülkelerle de süregelen ikili savunma ortaklıkları mevcuttur. Bu ittifaklar altında ABD, ortak askeri
üsler, ortak tatbikatlar (örn. Amerikan ve Japon gemilerinin ortak tatbikatları) ve istihbarat/paylaşım
mekanizmalarıyla bölge güvenliğinde rol oynamaktadır. Biden döneminde bu işbirlikleri teknoloji,
siber güvenlik, uzay gibi yeni alanlara da genişletilmiştir.

Kaynaklar: Bu analiz, ABD yönetimlerinin Hint-Pasifik bölgesi stratejisiyle ilgili resmi belgeler,
düşünce kuruluşu raporları ve bilimsel yayınlardan derlenen bilgilere dayanmaktadır.

 

Fahir ÖNER

IPCC Genel Başkan yardımcısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir