Dünyamiz ölmesin…
(Bu bir roman değil.)
Dünyamizin böyük savaşlara hamile oldugu bir dönemde sizlere bir hayat hikayesi konuşacam…
Olaylar 1945 senesinden_–ll Dünya savaşından sonra Azerbaycanın baş kenti Bakıda olmuşdur.
Veli savaşda ayagından ve kaburgasından kurşun yarası almış , Bakıya hospitala gönderilmişdi.
Hospitalda doktorlar,hemşireler yaralılara canla-başla yardım edirdiler.Günler kecdikce Velinin yaraları iyileşirdi.hospitalda kaldigi iki ayda Sona adlı bir hemşire ile de tanış olmuşdu.Yarın hospitaldan taburcu olacak,savaşdan önce mühendis yardımcısı calışdıgı fabrikada yeniden işe başlayacakdı.
Veli Sona ile hospitalın kücük bahcesinde yüz-yüze durmuşlardı.İkisi de heyacanli idi.
Veli:–Cona,men yetimem,kimsem yok.otuz yaşım var.Mühendisem.Kücük de bir evim var.Seni seviyorum,menimle evlenirmisin?
Sona sakince –Evet–dedi.
Bir kac gün sonra resmi nigah yaparak evlendiler.
İlk sene cok iyi gecdi.Lakin bir şeylerin dogru olmadıgını hiss ediyorlardı.Ve zamanla aynı evde iki yabancıya dönüşdüler.Böylece beş sene gecdi.Ve boşandılar.
Bir sene sonra Veli Genceden gelib fabrikada calışan bir kızla tanışdı.
Zahra ile Velinin cok mutlu bir evlilikleri var idi.Gecen bu altı senede iki evlatları da olmuşdu.
Bizim buralarda Nevruz bayramı yaklaşınca evlerde büyük temizlikler yapılırdı.Zahra da kollarını cırmadı.Önce catı katından başlayalım deye düşündü.
Catı katında bir güzel temizlik yaptı.Catıkatında kırmızı, rengi solukmiş deri bir bavul vardı.Merak etti,acaba ne var bu bavulda deye.actı bavulu.Bavulda bir kac kadın giyisileri,kitaplar ve beyaz–siyah resmler vardı.Zahra bu bavulun Velinin eski eşinden kalma oldugunu anlamışdı.Resmlere bakmaga başladı.Birden yılan vurmuş gibi tiksindi.Elindeki resm Gence yetim evinde abisi ve ablasiyla birlikde cekilen resmi idi.
Zahranın dünyası başına yıkılmışdı.Ayaga kalkamıyordu.Senelerce aradıgı,bulamadıgı ablasının eski eşiyıe evlenmş meyer.
Zahra hala bilmiyordu ki,bu en kötüsü deyildi.
Veli akşam eve gelende eşini cok peişan gördü.Zahranın aglamakdan gözleri,yüzü şişmişdi.Cocuklar korkmuş vaziyetde divanın bir güncüne sıgınmışlardı.Veli cok korkdu—-Zahra, sana ne olmuş,neden böyle aglıyorsun?
Zahra bir şey deyemedi,elindeki resmi Veliye uzatdı.Veli resmi görünce cılgına döndü:—Nereden götürdün bu resmi?
Catı katındakı bavuldan—dedii
Veli yüyürüp her zaman kilitli sakladıgı cekmeceni acdı.Oradan o resmin aynısını cıkardı.
—Demek ki,men kendi kız kardeşimle evlenmişdim.
Bunu duyan Zahra bayıldı.Veli eşini kendine getirmekcün cok ugraşdı.Zahra kendine gelince zarzor ayaga kalkdı.Gedib evrak ve resmler sakladıgı apşap kutunu acdı.Ve…Ve o resmin ücüncüsünü cıkardı…
Sonrasını yazmaga gerek varm?
Şimdi, iki bin yıllık,iki yüz yıllık ve kac savaş görmüş biri gibi diyorum:
–Anneler,babalar, cocuklarınızı yetim evlerine vermeyin.Büyütmek istemediyiniz cocukları dogurmayın.Sonu Velinin,Sonanın,Zahranın sonu gibi olmasın.
Ey Dünya liderleri,savaşları durdurun.İnsanlık ölmesin,toprak ölmesin,sular ölmesin,daglar,ormanlar,hayvanlar,kuşlar ölmesin.Anneler,babalar ölmesin,cocuklar öksüz,yetim kalmasın.Sonları Veli gibi,Sona gibi,Zahra gibi olmasın!
DÜNYAMIZ ÖLMESİN!