DEVLETİN SPOR POLİTİKASI

 

DEVLETİN SPOR POLİTİKASI

 

Günümüzde her şey hibrit bir modele dönüşürken spor kültürü gelişmemiş asosyal kesimlerde ve inivasyon odaklı düşünemeyen idarecilerde okulların beden eğitimi derslerini müfredatlarından çıkarmalarının gerekip gerekmediği konusunda son günlerde hararetli tartışmalar geçmektedir.

Fiziksel aktivite ve sağlıklı bir yaşam tarzı, yaş, gelişim ve yetenekten bağımsız olarak herkes için büyük önem taşımaktadır. Okul çocukları için daha da büyük önem taşırlar ve fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptirler. Bu nedenle sağlıklı yarınlar, başarılı nesiller için kapsamlı ve iyi uygulanmış bir Beden Eğitimi programına ihtiyaç vardır

Beden Eğitimi kısacası adından belli olduğu gibi “beden yoluyla eğitim”dir. Öğrencilerin fiziksel yetkinliklerini, hareket ve güvenlik bilgilerini ve bunları aktif ve sağlıklı bir yaşam tarzının gelişimiyle bağlantılı çok çeşitli etkinliklerde kullanmak için kullanma becerilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Bununla birlikte, öğrencilerin özgüvenini ve genel becerilerini, özellikle işbirliği, iletişim, yaratıcılık, eleştirel düşünme ve estetik takdir becerilerini geliştirir. Bunlar, Beden Eğitiminde olumlu değerlerin ve tutumların beslenmesiyle birlikte, öğrencilerin yaşam boyu ve yaşam boyu öğrenmeleri için iyi bir temel sağlar.

Dünya çapında sporda başarılı olmuş ülkelerin eğitim ve spor politikasına göz gezdirdiğimizde; sporun bir devlet politikası olduğu, eğitimin en alt kademesinden en tepe kademesine kadar yer aldığını görmekteyiz.

Bu nedenle, taban seviyesindeki organizasyonel değişim, daha yüksek eğitim seviyeleri için büyük önem taşır ve derinlemesine çalışmayı, ticarileştirme süreci, düşük yatırım ve hızlı geri dönüşlü ekonomik yatırımlar için spor veya disiplinlere ağır basan okul öncesi eğitim kademesinden başlayarak sporun tabana kadar indirgenmesi gerekmektedir.

Küresel yarışmalarda istikrarlı ve uzun süreli başarıyı sürdürmek için mutlaka destekleyici yaklaşım ve temel yapılara ihtiyaç vardır.

Bilimsel açıdan sporun tüm dallarında yetenek belirleme programlarda Beden Eğitim sistemi oldukça kritik rol oynamaktadır. Yetenek tanımlama literatüründe önceliklendirme stratejileri ve etkinliği hakkında Beden eğitim öğretmenlerinin katkısı oldukça fazladır.

Tüm öğrencilerin yaşam boyu fiziksel olarak aktif olabilmeleri için fiziksel yeterliliği, sağlıkla ilgili zindeliği, öz sorumluluğu ve fiziksel aktiviteden zevk almalarını artırmak için Beden eğitimi dersine ağırlık verip, eğitimin 1.kademesi olan okul öncesinden başlanarak derslerin hepsine yetkili olan Beden eğitimi öğretmenlerinin girmesi sağlanması için meşru tüm yollar sağlanmalıdır.

Türk sporunun dikkate değer gelişimi sağlamak, bu başarılı spor politikasının arkasındaki kurumları ve sürücüleri tanımlama ve anlama konusunda spor kültürü yayılmacı bir politikayla tabana kadar indirgenmelidir.

Bugün ülkemizde spor kültürünün tam olarak oluşması için atama bekleyen 55 bine yakın Besyo Mezunu Öğretmenlerin ivedilikle okul öncesinden başlanarak, tüm eğitim seviyelerine atanması yapılmalıdır. Hedeflenen spor politikalarının ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde devlet ve spor kuruluşları arasında nasıl verimli bir şekilde uyumlu hale getirileceği üzerinde akademik bir çalıştay düzenlenip, karşılaştırmalı vaka çalışmaları yapılmalıdır.

 

Uluslararası arenada Türkiye’nin imajına prestij kazandırmak ve müsabakalarda başarı elde edilmek isteniyorsa BESYO mezunları üzerinden performansa dayalı başarıya endeksli Zafer planı hazırlanmalıdır.

Başarıya giden yolda sporun S sinden anlamayan kişiler yerine, sporun içinden gelen, spor kültürünü almış, disiplinler arası konuya vakıf, vücut anatomisini bilen, teknik, taktik ve kondiksiyon konularına hâkim idareciler seçilmelidir

Spor altyapı okulları, çocukların fiziksel ve duygusal olarak gelişmesine yardımcı olmanın en iyi yollarından biridir. Çocukların yaşam becerilerini geliştirmelerine, sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmelerine ve özgüvenlerini artırmalarına yardımcı olur.

Spor okullarına  katılmanın, çevikliği, gücü ve ince motor becerileri artırmaktan özgüven oluşturmaya kadar birçok faydası vardır. Spor yapmanın en iyi yanlarından biri de çocukların yaşıtlarıyla kurdukları ilişkilerdir. Spor, çocuklara arkadaşlarıyla zaman geçirme, deneyimleriyle bağ kurma, birlikte sıkı çalışma ve sağlıklı bir şekilde rekabet etme fırsatı vererek ilişkiler kurar. Çocuklar spora katılarak mevcut arkadaşlıklarını güçlendirebilir ve yeni arkadaşlıklar kurabilirler.

 

Günümüz alt yapı veya spor okulları sadece spor konusunda eğitimin dışında kişinin zekâsını ve becerilerini geliştirmeye hizmet etmemeli, aynı zamanda kişinin bakış açısını genişletmeye ve bir kişiyi ve genel olarak dünyayı faydalı hale getirmeye ve iyi birey olmalarına konusunda gereken desteği sağlamalıdır.

 

Spor yöneticileri sporcuların evrensel birlikteliğini oluşturmak adına, farklı kültür, gelenek, görenek ve ananeleri öğrenmelerini sağlanmalı, din dil ırk ve mezhepsel yaklaşımlara saygı duyulması hususunda çok önemli konulara eğilmelidirler.

Uluslararası düzeyde karakter gelişimi ve şekillenmesi için insani değerleri takdir etmek, tutarlı bir şekilde uygulamaya dâhil ederek potansiyellerinin gelişmelerine teşvik etmek kişisel, aile, toplum, ulusal ve dünya uyumu açısından önem arz etmektedir.

Her çocuk sosyal ortamlarda kendinden emin değildir. Bu nedenle takım sporlarına katılan antrenörler, ebeveynler ve diğer yetişkinler için takım oluşturmayı, sportmenliği ve katılımı teşvik etmeye yardımcı olmak önemlidir. Çocuklara ekip oluşturma etkinlikleri boyunca rehberlik ederek, birbirleriyle daha güçlü bağlar kurmalarına yardımcı olabilirler. Spor okulları ve akademiler aracılığıyla topluluk oluşturmak oldukça önemlidir. Sporcularımızın atletik becerilerini geliştirebilecekleri, özgüvenlerini geliştirebilecekleri, sportmenliği öğrenebilecekleri ve ömür boyu sürecek dostluklar kurabilecekleri bir yer olmalıdır.

Neticede Fair –Play Önceliğimiz olup, kazanmayı değil, aynı zamanda ekip birlikteliği sağlayarak farklı milletlerden gelen insanlar ile ebeveynlerin, antrenörlerin ve oyuncuların hepsinin aynı olumlu tutumu paylaştığı sağlıklı bir dünya için çaba sarf edilmelidir. Ulu önder Gazi Mustafa Atatürk’ün dediği gibi : “ Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim”

Geçmişte yapılan kompozisyonların kombinini oluştururken güçlü yarınları inşa etme adına kısa, orta ve uzun vadede hedefler konulması gerekmekteydi.

Uluslararası spor alanında yaşanan gelişmelere bakıldığında hedefler olmasına rağmen sistematik bir çalışma maalesef yapılmamıştır.

Oysaki spor bilimcilerinden ve paydaşlarından azami ölçüde yararlanılarak, hiçbir fikri kanalizasyona atmadan yüksek performanslı bir altyapı temeli oluşturmalıyız.

Çocukların, gençlerin, kadınların, engellilerin ve yeterince temsil edilmeyen gruplardan katılımını artırarak, Bölgesel olarak sportif mükemmelliğe önem veren, Spor tesislerine erişimi iyileştiren, Sporun değerini artırmak ve yetenek gelişimi için bir çerçeve oluşturan bir mekanizma sağlanmalıdır.

Bu oluşumun odak noktası tabandan başlayarak profesyonel rekabetin zirvesine kadar öncelikle sporda yetenek bulmak,geliştirmek ve ulusal ve uluslararası düzeyde mükemmelliğe ulaşarak, spor ve fiziksel aktivite yoluyla toplulukları güçlendirip, gelecek yıllarda daha da fazla başarı elde etmek için bir sıçrama tahtası oluşturulması gerekmektedir.

Futbol endüstrisi Küreselleşmenin getirmiş olduğu dijital teknoloji ile birlikte yaratıcılık ve yenilikçilik akımı doğrultusunda çok boyutlu ve katmanlı hale gelmiştir.

Spor lobisi uluslararası arenada kaotik ortamda değişik enstrümanları farklı biçimlerde, çapraz kullanarak sahayı zorlayacak şekilde düzenekler hazırlanarak hızla geliştirilen temaslarda uygulanmaktadır.

Uygulama alanı içerisinde kişisel gelişim başta olmak üzere, sosyo-psikoloji etmenleri dâhil edilmesi neticesinde analizler ile birleştirilerek değişik manevra teknikleri uygulanması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Türkiye’nin 211 üyesi bulunan FİFA’da Küresel, erişebilir ve kapsayıcı olacak şekilde amaçları doğrulusunda ideallerine erişebilme adına başı çeken bir lobisinin olmadığını görmekteyiz.

Spor diasporası klasik köhneleşmiş tabuları yıkmak anlamında daha yapıcı ve algı oluşturma adına değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Karar vericilerin üzerinde etkili bir izlenim bırakmak adına saha içi ve saha dışında niteliksel ve niceliksel kavramların hazırlanması gerekmektedir. Bu kavramlar psiko-sosyal motorlar, dialoga açık iletişim kanalları, uluslararası hukuk normları, çok kutuplu politika araçları, ekonomi ve güvenlik ile ön plana çıkıp, din ve mezhepsel konulardan uzak durulması önem arz etmektedir.

 

İlk planda Türkiye’nin Stratejik denge klasmanında yer alması hususunda yeni söylemler söylemesi için; Eski tip düşünen yöneticilerden, hantal, yorgun, egoist ve bencil sistemlerden, ayağına ayak bağı olan prangalardan kurtulması gerekmektedir.

Sadakat ve biat kültürü yerine ilim, bilim ve sanat doneleri ön plana çıkmalıdır. İmparatorluk terbiyesi almış bir ırkın, cumhuriyet ile yoğrulmuş bir ulusun fertlerini sınırlayan köhneleşmiş dar zihniyetler bizleri münhasır medeniyetler seviyesine ulaştıramazlar.

FİFA ve UEFA başta olmak üzere uluslararası pazarlarda imaj geliştirmek ve yönetmek için diaspora ile ilintili interaktif iletişim profiline uygun iletişim tekniklerini kullanabilen yöneticiler çalıştırmak zorundayız.

 

Hedefleri olan bir ülkenin yarınlarını inşa etme adına işaret fişeğinin tetiğine basmak sanıldığı kadar çok zor değildir.

Dış politika vizyonuna açık, yumuşak güç vurgusuna sahip, ulus markalamasını ön planda tutabilecek yetenekli, üretken, yaratıcı ve kaliteli çalışanların gelmesi temennimizdir.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir