ATIK YEMEKLİK YAĞLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ

ATIK YEMEKLİK YAĞLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ

Prof. Dr. Ali ALAŞ

alasali@hotmail.com

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün verilerine göre 2020 yılında 811 milyon civarında insan açlıkla karşı karşıya kaldı ve 2021 yılında 2,3 milyar insan su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşadı. Yapılan projeksiyonlara göre Dünya nüfusunun artması sebebiyle 2030 yılında daha fazla gıdaya ve suya ihtiyaç duyulacak. Buna mukabil doğal alanların tahribatı daha da hızlanacağı tahmin edilmektedir.

Ayçiçeği, mısır, zeytin, pamuk, soya, kanola ve aspir gibi yağlı bitki tohumlarından elde edilen yağlara genel olarak bitkisel yağ adı verilmektedir. Bu yağlar gıda üretiminde, yemek yapımında ve kızartmalarda kullanılmaktadır Atık yemeklik yağlar, gıdaların kızartılmasından sonra ortaya çıkan yağlardır. Dünya çapında yılda 200 milyon ton atık kızartılmış yağ üretildiği tahmin edilmektedir.

Atık yemeklik yağlar, yanlış bir uygulama sonucu olarak kanalizasyon sistemine veya toprağa ya da doğrudan su kaynaklarına dökülebilmektedir. Atık yağlar bazı durumlarda yakılmakta veya sabun üretiminde de kullanılabilmektedir. Atık yemeklik yağlar şayet lavaboya dökülecek olursa; kanalizasyon sisteminin tıkanmasına, işletme maliyetlerinin artmasına, atık su arıtma tesisinin yükünü artmasına ve arıtma veriminin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olur. Eğer toprağa dökülecek olursa, toprağı kirleterek, kimyasal yapısını bozabilir. Diğer taraftan toprağa dökülen atık yağlar, yağmur suları vasıtasıyla yeraltı sularına karışır ve bu su kaynaklarının kirlenmesine sebep olur. Mesela, bir litre kullanılmış kızartma yağının bir milyon litre içme suyunu kullanılamaz hale getirdiği hesaplanmıştır. Atık yağlar, doğrudan su kaynağına dökülecek olursa, su yüzeyinde bir film tabakası oluşturarak su içerisine oksijen girişini engeller. Böyle bir durumda sucul canlılar oksijen yetersizliğinden dolayı büyük zararlar görerek, ölebilirler. Atık yemeklik yağların yakılması, hava kirliliğine sebep olur. Şayet atık yağlardan üretilen sabunlar kullanılırsa, cilt kanserlerine neden olabilir.

Evsel atıkların %25’ini kullanılmış yemeklik yağlar, oluşturmaktadır. Atık yağların denetim altına alınması için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından atık beyan sistemi oluşturulmuştur. Ülkemizde atık beyan sistemine beyan edilen bitkisel atık yağ miktarı; 2015 yılında 13.126 ton iken, 2021 yılında 16.680 ton olarak kaydedilmiştir.

Kullanılmış yemeklik yağların çevre sağlığı ve insan başta olmak üzere canlılar üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılabilmesi için uluslararası standartlara uygun olarak geri dönüştürülmesi ya da bertaraf edilmesi gerekir. Bunun için, diğer atıklardan ayrı olarak sızdırmaz bir kapta biriktirilerek belediyelerin ya da lisanslı atık toplama firmalarının oluşturduğu toplama noktalarına teslim edilmelidir. Lisanslı firmalar bu atık yağları geri dönüştürerek hidrojen gazı, biyogaz ya da biyodizel üretebilmektedirler. Bir ton atık yağdan bir tona yakın biyodizel yakıt üretilebilmektedir. Biyodizel yakıtlar normal dizel yakıtlar ile kıyaslandığında, normal dizel yakıtlara göre çevreye daha az zarar verdiği belirlenmiştir. Mesela, biyodizel yakıtların motorlu araçlarda yakılması sonucu ortaya çıkan karbonmonoksit (CO) oranının, normal dizel yakıtın kullanılması sonucu ortaya çıkan karbonmonksit gazından  % 50 daha azdır.

İsrafın önlenmesi ve oluşan yemeklik atık yağların kaynağında ayrı olarak toplanması, geri dönüşümün başarılı ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için toplumun bütün katmanları eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Diğer taraftan atık yağların evlerden de düzenli olarak toplanması için geri toplama mekanizmalarının geliştirilmesi gerekir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir