TÜRK MİLLETİNİN TİTREME ve UYANMA VAKTİ GELDİ

TÜRK MİLLETİNİN TİTREME ve UYANMA VAKTİ GELDİ

Tarih boyunca Türk Milleti dış ülkelere karşı yapılan savaşlar sonucunda dağılmamış ve kötü zamanlar yaşamamıştır. Ünlü Fransız komutan Napolyon; ‘’ İnsanları yükselten iki büyük meziyet, özellik vardır: erkeğin cesur, kadının sadık olması. Bu iki özelliğin yanı başında her iki cinsi, kadınla erkeği şereflendiren tek bir iyi özellik vardır: vatana, icabında her şeyi tereddütsüz feda edecek kadar, bağlı olmak. bu iyi özellikler, en büyük kahramanlığı, hayatın zorluklarına karşı göğüs germeyi doğurur. İşte, cesur Türkler bu çeşit kahramanlardandır ve ondan dolayı, Türkler savaşta asla yenilemezler.”  Ünlü Alman generali Moltke’nin ‘’Ordu-Milletin en canlı örneği Türklerdir’’ ve Avusturyalı Mareşal Montecuccoli’nin; ‘’Türkler ölmesini biliyorlar, Bende ölmesini bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.’’  sözleri Türk Milletinin savaşlarda yenilemeyeceğini kanıtlayan  en somut sözlerdir.

 

Ancak Türk Milleti’nin dış ülkelerle yapılan savaşlardaki bu üstünlüklerine rağmen Türk devletlerini parçalamak sanıldığı kadar güç olmamaktadır. Bizim gibi, tarihte 17 devlet kurmuş başka bir millete rastlamak mümkün değildir. Devletlerimizin yıkılmasının asıl sebebi araştırıldığında ise karşımıza başka ülkelerle yapılan savaşlar değil kardeş kavgaları ve iç mücadeleler çıkmaktadır.

 

Peki niçin yakın Türk tarihi hep iç çekişmeler ve bu çekişmelerde verilen kardeş şehit haberleri ile yazılıyor? Bu sorunun cevabını bulabilir miyiz acaba?

 

Herkesin önünde açıkça olup bitenler, sadece ve çoğu kez derinde yatan bir sırrı örttüğü bilinen bir stratejidir. Bu şekilde derinde yatan sırların tespiti için aklımızda sorular  sıralanmaya devam ederken öğrenebildiğimiz  bazı bilgiler, bütün gizli sırları çözebilmemiz için bizlere ışıklar saçmaya başlıyor….

 

Bugün tarih ilminin bizleri aydınlatabildiği büyük devletlerin I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti  toprak paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşmazlık çıkmasını önlemek için yaptığı gizli anlaşmalardan olan İstanbul(1915), Londra(1915), Syces-Picot (1916), St.De Maurienne (1917) anlaşmalarına benzer bugün hangi gizli anlaşmalar acaba kullanılıyor?

 

Vatanımızın doğu ve güneydoğusundaki bölücü terörün; Amerika’nın yakın zamanda uygulamaya koyabildiği içinde büyük sırlar barındıran Büyük Orta Doğu Projesi ve Avrupa’nın 1815 Viyana Kongresinden beri resmi olarak dile getirdiği  Şark Meselesi arasında bir bağlantı var mı?

 

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün  2011 yılı dünya silah ticareti tablosuna göre; son 200 yıllık dünya tarihi içinde dünyaya silah satan ülke isimleri içinde ABD,  Rusya, Almanya , Fransa ve İngiltere ilk beş içinde yer alıyor. Acaba 2022 yılında bu ülkelerde bir değişiklik oldu mu? Çin dahil başka hangi ülkeler bu ülkeler gibi silah ticaretinden insan kanı dökerek para kazanıyor?

 

Vatanımızın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bölücü terör örgütünce ve de bugün  sınır  komşularımızın  yer aldığı Ortadoğudaki iç savaşlarda kullanılan silahlar acaba kimlerin?

 

Türkiye olarak bu zamana kadar teröre harcadığımız paramızı insanımıza, ekonomiye, verimli kaynaklara yatırılabilse idik acaba devletimizin ve milletimizin şu andaki durumu ne olurdu?  Bizler neyi paylaşamıyoruz? Acaba bizler neyin ve kimlerin mücadelesini yapıyoruz?

 

Kuzey Irak’ta temelleri atılarak, Suriye, İran ve aziz vatanımıza sınırları genişletilmek istenen maske devlet projede ne amaçlanıyor ve kimler bu projede kullanılıyor?

 

Niçin bir Amerika, Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa ve İsrail  bizim gibi iç çekişmeler yaşamıyor? Onların yakın tarihleri niçin iç çekişmeler ve bu çekişmelerde verilen kayıplarla yazılmıyor ?

Yakın tarihimizde hep şahit olduk ki; Rusya-İngiltere anlaşır kaybeden biz,  Ermeni-Rus-Fransız-Amerikan-Yunan anlaşır kaybeden biz, İngiliz-Fransız anlaşır kaybeden biz, İsrail-Amerika anlaşır kaybeden biz, Amerika- Avrupa anlaşır kaybeden biz, İçimizdeki yerli işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, vatan sınırlarımızın hemen dışındaki işbirlikçilerle anlaşırlar kaybeden biz, biz yine biz…Niye hep biz kaybediyoruz?.

Haydi Türkiye, artık titreyip kendimize gelme zamanı gelmiştir.

Orta Asya’daki atalarımızın  geçmişte söylediği gibi ;

    “Ey Türk budun! (milleti), aklını başına topla, düşmanlarına kanma, birlik ve beraberlikten ayrılma, devletine sahip ol, sonra ölürsün ve bir daha dirilemezsin.”  “Türk milleti  artık titreyip kendinize gelme zamanı hala gelmedi mi?”

Büyük Atamız Atatürk’ün söylediği gibi;

  “Türk Milleti zekidir’’, “Silahıyla olduğu gibi aklıyla da mücadele etmek zorunda olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine  asla şüphem yoktur.’’

Kutsal kitabımız Kur’an-I Kerim’de olduğu gibi;

‘’ Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar asla senden razı olmazlar. Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.’’(Kur’an-ı Kerim Bakara-120)

‘’ Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.’’(Kur’an-ı Kerim Mâide-51)

Haydi Türk Milleti artık titreyip kendimize gelme zamanı gelmiştir.

Haydi bu cennet vatanın nimetlerinden ve tarihi kardeşliğimizin huzurundan artık ortak aklımızla ve gücümüzle beraber faydalanalım.

Haydi  büyük  atamız Atatürk başta olmak üzere bütün atalarımızı ve  kutsal kitabımızı artık dinleyelim. Artık hep beraber yeniden ‘’tek yürek ve tek bilek’’ olalım.

Haydi aziz milletimiz, artık on yedinci Türk devleti kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anda çektiği sıkıntıları, atlattığı tehlikeleri, yaptığı hataları ve bu hatalar sonucu milletimizin verdiği büyük kayıpları önümüze koyarak değerlendirelim ve ders alalım

 

Yoksa arkamızda çocuklarımıza ve torunlarımıza atalarımızın bizlere bıraktığı bu cennet vatanı değil ileride tarih kitaplarında bizlerin şu andaki cehaletimizi ve gafletimizi yazan acı tarihi  satırları   bırakabiliriz.

   

 

Artık Türk Milletinin titreme ve uyanma vakti geldi.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir