
Suriye-İsrail Savaşı, Türkiye’nin Tutumu ve Çin halk cumhuriyetinin Rolü
Bu rapor, Suriye-İsrail arasındaki yükselen gerginlik çerçevesinde Türkiye’nin güvenlik, diplomasi ve dış politika stratejilerini; Çin’in bu süreçteki konumunu ve Uygur savaşçılar konusundaki tutumunu; ayrıca Türkiye-Çin-Rusya-ABD arasındaki muhtemel müzakere kanallarını ve risk-getiri analizini içermektedir.
1. Suriye’deki Uygur Askerler: Çin’in Tutumu ve Sonuçları
Pekin için Suriye’deki Uygur kökenli savaşçılar (özellikle Turkistan Islamic Party – TIP) ciddi bir güvenlik endişesi oluşturmaktadır.
Suriye’deki Uygurların çoğu, Suriye Genelkurmayı tarafından resmi asker olarak görevlendirilmiştir. Buna rağmen Çin, bu Uygurların sahada resmi veya yarı-resmi rol üstlenmesini tehdit olarak değerlendirmekte ve bu durumdan ciddi şekilde endişelenmektedir. Bu durum, Çin’in Suriye politikası ve bölgesel diplomasi stratejisinin temel belirleyicilerinden biridir.
Çin, uluslararası platformlarda saldırıları kınamakta, ateşkes çağrısı yapmakta ve tırmanmanın önlenmesi için diplomatik baskı kurmaktadır.
Sahada doğrudan askeri müdahaleden kaçınmakta; diplomasi ve baskı mekanizmalarını tercih etmektedir.
Yeni yönetimlerle ilişkilerde temkinli davranarak yabancı savaşçıların akıbetine ilişkin garanti istemektedir.
Rusya ve Suriye ile koordinasyonu artırarak Uygur Türklerin etkisizleştirilmesi veya gözetimi için baskı kurmaktadır.
Türkiye, Çin’in bu güvenlik kaygılarını dikkate almalı; Uygur Türklerin statüsü, olası hukuki talepleri ve insan hakları çerçevesinde Pekin’le şeffaf, dengeli bir iletişim yürütmelidir.
2. Türkiye’nin Öncelikleri ve Stratejisi
Türkiye’nin Suriye-İsrail geriliminde izlemesi gereken yol haritası:
Hızlı diplomasi ve tırmanmayı engelleyici girişimler.
Sınır güvenliği, hava savunma ve sivil koruma önlemlerinin artırılması.
NATO ve müttefiklerle koordinasyon.
Suriye politikasında doğrudan çatışmadan kaçınma.
BM ve diğer platformlar üzerinden insani yardımların önceliklendirilmesi.
Hukuki ve diplomatik baskı araçlarının stratejik kullanımı.
Kamu diplomasisi ve kriz iletişimi.
3. Türkiye-Çin-Rusya-ABD Müzakere Kanalları ve Risk-Getiri Analizi
A) İkili Kanallar: Hızlı karar alma ve koordinasyon avantajı sağlarken, tek taraflı baskı ve denge bozulması riski taşır.
B) Üçlü/Çok Taraflı Mekanizmalar: Astana formatı gibi platformlar bölgesel koordinasyon sağlar, ancak dışlanma riskini artırabilir.
C) NATO Mekanizmaları: Caydırıcılık ve teknoloji desteği sağlar, ittifak içi politik gerilim riski vardır.
D) BM ve Çok Taraflı Diplomasi: Meşruiyet ve uluslararası baskı aracı sunar, veto riski vardır.
E) Bölgesel Arabulucular: Körfez ülkeleri ve İran üzerinden diplomasiye katkı sağlar, taraflılık riski taşır.
4. Tavsiyeler ve Eylem Planı
ABD ve Rusya ile acil güvenlik koordinasyonu ve kriz iletişim hattı kurulması.
Çin ile özel güvenlik ve insan hakları temelli bir diyalog mekanizması.
Astana benzeri platformlarda yabancı savaşçılar konusunda teknik bir çerçeve önerisi.
Kamu diplomasisi stratejisinin güçlendirilmesi.
BM desteğiyle insani yardım ve ateşkes mekanizmalarının eş zamanlı işletilmesi.
5. Kaynak Notu
Çin’in Suriye’deki Uygur savaşçılar konusundaki endişeleri ve diplomasi yaklaşımı çeşitli dışişleri beyanları ve güvenlik raporlarına dayanmaktadır.
Türkiye’nin bölgesel stratejisi ve NATO/Rusya/Çin ile ilişkileri üzerine değerlendirmeler mevcut uzman analizlerinden ve uluslararası medya raporlarından derlenmiştir.
6. Türkiye’nin Uzlaştırıcı Rolü ve Örnekler
Türkiye, Suriye’deki savaşta Çin, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Rusya arasında uzlaştırıcı bir rol üstlenebilir. Ankara’nın coğrafi konumu, NATO üyeliği, Rusya ile stratejik işbirliği ve Çin ile ekonomik ilişkileri, çok yönlü diplomatik girişimlere olanak tanımaktadır.
Örnekler:
Astana Süreci: Türkiye, Rusya ve İran arasında yürüttüğü Astana görüşmeleriyle sahadaki çatışmaların dondurulmasına ve insani yardımların ulaştırılmasına katkı sağlamıştır.
Rusya-Ukrayna Tahıl Koridoru Anlaşması (2022): Türkiye, BM ile işbirliği içinde Rusya ve Ukrayna arasında tahıl koridoru anlaşmasının hayata geçirilmesinde aktif arabuluculuk rolü üstlenmiş ve küresel gıda krizini hafifletmiştir.
Körfez Arabuluculuk Çabaları: Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle yürüttüğü diplomatik temaslarla bölgesel krizlerin çözümünde denge sağlayıcı rol oynamıştır.
Bu deneyimler, Türkiye’nin Suriye-İsrail krizinde de taraflar arasında güven artırıcı adımlar atmasına, ateşkes müzakerelerini kolaylaştırmasına ve insani yardımlar için güvenli koridorlar oluşturmasına temel teşkil edebilir.
Erkin SABİT ŞAVUOT
(bilgisayar yüksek mühendisi. Araştırmacı yazar)
Turan Konfederasyonu Genel Başkanı
Uygur Federasyonu Genel Başkanı.
Dünya Barış elçileri uzakdoğu direktörü.
Uluslararası basın yayın Konfederasyonu diplomasi direktörü.
Uzakdoğu ticaret yatırım finans konseyi temsilcisi
Turan Kızılelma Teşkilatı genel başkanı
Turan Devletleri Teşkilatı TDTStratejik Araştırma genel merkezi Başkanı
İletişim;05357951111, 05369820000turangrup1111@gmail.com
