31 Mart Seçimleri yaklaşırken

31 Mart Seçimleri yaklaşırken

Doç. Dr. Özcan ERDOĞAN

Mart ayı dert ayı olarak kabul edilir toplumumuzda aslında. Her ne kadar küresel ısınma “Mart kapıdan baktırır; kazma kürek yaktırır ” atasözünü artık günlük yaşamımızdan çıkarmışsa da, enflasyon canavarının yol açtığı  hayat pahalılığının belini daha da büktüğü mart ayı; gerçekte halkımız için başta emlak vergisi ve gayrimenkül sermaye iradı olmak üzere çeşitli kazançların, vergilerinin en azından ilk taksitinin ödendiği, dolayısıyla zaten hayat pahalılığının acımasız yükünü omuzlarında hisseden halk için vergi ayıdır. Bu öyle bir sorundur ki vergisini ödeyen dürüst vatandaş için, yemez içmez, gerektiğinde çoluğunun ve çocuğunun rızkından kesinti yaparak, devletine olan vergi borcunu eksiksiz öder. Ancak, bugünlerde ülke gündemi 31 Mart 2024 seçimlerine odaklanmış durumda…. Televizyonlar sürekli 31 Mart Yerel Yönetimler seçimlerinde bahsetmekte, gazeteler ellerine geçirdikleri ama çoğu maniplasyon olan anket çalışmalarından hareketle Belediye Başkan adaylarının hangisinin seçimi göğüsleyeceğini ülkemizin sanki bir beka sorunu imiş gibi  gece yarılarına kadar tartışmakta, seçmen eğilimlerini ve sonuçta halkımızı kendi sözüm ona doğruları üzerinden yönlendirmeye çaba sarfetmekte, yazılı ve görsel medya bu doğrultuda kendi hedeflerini gerçekleştirebilmek için her yolu denemekte, büyük bir özveri ve ülke severlikle siyasi partileri ve seçmen üzerinden ülkeyi dizayn etmeye tabir yerinde ise “kırmadan dökmeden” çalışmaktadır.

Şüphesiz 31 mart yerel yönetim seçimleri ülkemiz siyasi hayatı bakımından ve özellikle belediye başkanlarımızın görev ve sorumluluk üstlenecekleri kentlerimizin-şehirlerimiz yönetimi bakımından yaşamsal bir öneme sahiptir. Çünkü demokratik hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Köylerden oluşan yerel yönetimlerin halkın özgür iradeleriyle seçilerek, o kenti-şehri, Büyükşehri, ili, kasabayı, beldeyi, mahalle ve köylerimizi Belediye Başkanı, Belediye Meclis üyesi, İl Genel Meclis üyesi, Mahalle ve köy Muhtarı  olarak yönetecekleri seçeceğiz. Hiç tereddütsüz demokratik toplum hayatın dönüm noktalarından birisi 31. Mart yerel yönetimler seçimleri…Hangi TV kanalına bakarsak bakalım, karşımıza hep yerel yönetimler seçimleri ile ilgili haberler çıkıyor karşımıza… Ülke gündemi çok yoğunluklu bir şekilde şimdiden mahalli idare seçimlerine odaklanmış durumda. İsrail’in Gazze’de devam eden insanlık dışı uygulamaları ile Erzincan İliç’teki altın arama sahasında hala kayıp durumda bulunan saha işçilerimiz bile sanki gündemin ikinci sırasına itilmişler gibi…Katılımcı demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerinden biri olarak kabul edilen ve toplum hayatında yaşamsal bir öneme sahip Siyasal Partiler Genel  Başkanları başta olmak üzere, teşkilatlar olarak tüm imkanları ile seçmenlere belediye başkan adaylarını en iyi şekilde tanıtabilmek bakımından her türlü teknolojik olanağı kullanarak, halkın seçmenin gönlüne girmeye çalışıyorlar.… Şehirlerimizin ana arterleri, caddeleri, sokakları belediye başkan adaylarımızın dev posterleri ile rengarenk…Sadece cadde ve sokaklar mı, şehirlerimizin-kentlerimizin prestijli yerleri, görkemli binaların tertemiz ana caddelerinin yanında seçmenin dikkatini cezbedecek referans binaların duvarları boydan boya dev poster ve seçim vaatleri ile donatılmış durumda.

Siyasi partilerin genel merkezlerinde, karar mekanizmalarında bulunanlardan seçmene ve dahası siyasetin konuşulduğu her yerde “nasıl bir belediye başkanı?” sorusu gündemin ilk konusunu oluşturuyor. Bir yandan mevcut başkanların artıları ve eksileri konuşulurken, diğer yandan da “daha iyi biri” arayışları sürüyor. Bu arada, partilerince aday olarak gösterilen Belediye Başkan adayları ise kolları sıvayarak, seçmenlerine kendilerini, ilkelerini, seçildiklerinde kentleri-şehirleri nasıl yöneteceklerini, hangi hizmetleri öne çıkaracaklarını ve projelerini benimsetme yarışındalar. Öncelikle bu hizmet yarışının demokratik değerlerimizin daha da gelişmesine katkı sağlamasının yanında belediye ve mücavir alan sınırları içinde gerçekleştirilecek nice hizmet ve yarımlarla toplumumuzun ihtiyacı olan refah, huzur ve mutluluğuna vesile olmasını temenni ediyorum.

31 Mart neden bu kadar önemli, halen ülkemizde 6360 Sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte 30 büyükşehir belediyesinin yanında (51) il belediyesi ile (519) büyükşehir ilçe belediyesi ve (5) 1. sınıf ilçe belediyesi ile birlikte (403) ilçe belediyesi ve (390) belde belediyesi olmak üzere toplam (1393) belediye, bulunduğuna göre bizler de tüm ülke genelinde toplam 1393 belediye başkanı da yeni bir 5 yıl için seçeceğiz. Seçmenler olarak özgür iradelerimizle seçeceğimiz ve yarışı önde bitirecek Belediye Başkan adayları ise, önümüzdeki 5 yıl için seçildikleri her ölçekteki belediyelerimizi yönetmeye başlayacaklar. Halka seçmene seçim süresince verdikleri vaatleri, taahhütleri uygulayabilmek için Belediye yönetimleriyle birlikte canla başla uygulamaya çalışacaklar.

Kim ne derse desin, ister büyükşehirlerde, ister orta ve küçük ölçekli şehir ve köy yerleşimlerinde yaşayalım oturduğumuz konuttan, konutta kullandığımız içme suyu ve fosseptiğin yanında doğal gaz ve kömürden, evden çıkıp sokağa adımımızı attığımız kaldırımlardan, kaldırımları oluşturan parke taşlarından, ana cadde ve sokaklarda drenaj kanallarının yeterli olmaması nedeniyle iki yağmur damlası (!) ile sel haline geliveren, çoğu zaman ne işe yaradığı bile belli olmayan kanalizasyon ve yağmur suyu kapaklarından, kontrolsüz trafik akışından, gürültü kirliliğinde, zaman zaman nefes almayı bile imkansız hale getiren hava kirliliğinden, yaşamımızın bir parçası olması gereken parklar ve yeşil alanlardan, oyun alanlarından, kısacası birey olarak gündelik yaşamımızın içinde bizi olumlu–olumsuz olarak doğrudan etkileyen her olayın ve gelişmenin içinde Belediyelerimizin görev ve sorumluluğu var.

Öyle ki, halen yürürlükte bulunan ve Belediyeler ile Belediye Başkanlarının en temel başucu mevzuatı olarak nitelenebilecek 5393 Sayılı Belediye Kanunun “Belediyenin Görev, Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde “Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla” belediyelerin en temel görevlerini, a)İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar. b)Okul öncesi eğitim kurumları açabilir. Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. Gerektiğinde, öğrencilere, amatör spor kulüplerine malzeme verir ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan sporculara belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir. Belediye, kanunlarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahallî müşterek nitelikteki diğer görev ve hizmetleri de yapar veya yaptırır. ….” olarak hükme bağlanan yasal görev ve sorumluluğu dikkate alındığında belediyelerin birey ve toplum hayatında ne derce önemli görev ve sorumluluklarının bulunduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Belediye Başkanı ise 5393 Sayılı Belediye Kanunun 37. Maddesinde açıkça hükme bağladığı gibi “Belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir.” Kanunun “Belediye başkanının görev ve yetkileri” başlıklı 38. Maddesinde;

“a)Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak,

b)Belediyeyi stratejik plâna uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak,

  1. c) Belediyeyi Devlet dairelerinde ve törenlerde, davacı veya davalı olarak da yargı yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek,

d)Meclise ve encümene başkanlık etmek,

e)Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek,

  1. f) Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek,

g)Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme yapmak,

h)Meclis ve encümen kararlarını uygulamak,

i)Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışındaki aktarmalara onay vermek, j)Belediye personelini atamak,

  1. k) Belediye ve bağlı kuruluşları ile işletmelerini denetlemek,

l)Şartsız bağışları kabul etmek, m)Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak,

  1. n) Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülere yönelik hizmetleri yürütmek ve özürlüler merkezini oluşturmak.

o)Temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanmak,

p)Kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak” olarak yer verildiği ve bunun yanında daha yürürlükteki bir çok mevzuatta Belediye Başkanlarına doğrudan ve dolaylı görev ve sorumluluklar yüklendiği dikkate alınırsa bu göreve seçilecek Belediye Başkanlarının seçiminin önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Çünkü bütün bu görev ve sorumlulukları yerine getirebilmek her şeyden önce yeterli bir bilgi ve donanım ile birlikte bir vizyona sahip olmayı gerektirir.O bakımdan, Belediye Başkanı ve belediyeler, bir şehrin gelişimi ve geleceği ile ilgili her türlü faaliyetlerin icra edildiği yetki mercileri olduğundan, birey için, toplum için ve şehrin geleceği için Belediye başkanının kim olacağı ya da kim olması gerektiği büyük önem taşımaktadır. Bazı şehirler var ki, gelişmelerini, büyümelerini, övgü ile bahsedilen, methedilen, gıpta ile anılan yöre olmalarını, inanın geçmiş süreçte seçerek göreve getirdikleri Belediye başkanının donanımına, vizyonuna, karizmasına, gayretine ve çalışmalarındaki üstün başarısına borçludur.

Öyle ki, bir Belediye Başkanı bir şehrin iflahına da iflasına da sebep olabilir. Bu yüzden “nasıl bir belediye başkanı istiyoruz?, “belediye başkanının özellikleri neler olmalıdır? ve “belediye başkanından ne bekliyoruz? Bir Belediye Başkanı göreve geldiğinde neler yapmalı? gibi soruların cevabının her birimizin oy kullanmadan önce mutlaka düşünmemiz, değerlendirmemiz gerekiyor.. Sahi, 31. Mart 2024 Pazar günü tüm seçmenler olarak, bir demokrasi şöleni içinde oy kullanacağımız seçim sandıklarına gidip, kendi özgür iradelerimizle yaşadığımız kentlerimizin-şehirlerimizi yönetecek belediye başkanlarımızdan biz neler bekliyoruz. Hiç düşündük mü? Örneğin hiç kendi kendimize kaldığımızda “acaba ben bu kenttin seçilmiş belediye başkanı olsaydım, 5 yıl içinde neleri yapmayı planlardım?” gibi bir soruyu ve değerlendirmeyi hiç yaptık mı… Unutulmamalıdır ki, her şehrin Belediye Başkanı kıstasları, dönemsel olarak değişmekte, istekler ve ihtiyaçlar da şartlara göre belirlenmektedir. Çok değil, birkaç dönem öncesine kadar belediye başkanlarında aranan özellikler “Kaldırımlar, yollar-asfaltlar yapılsın, çöpler toplansın, sular aksın” gibi birkaç maddede toplanabilirken, günümüzde beklentiler de farklılaştı. Kaldırımlar, taşlar, parkeler, yollar ve asfaltların ötesinde farklı istekler ve ihtiyaçlar hâsıl oldu. Çağdaş dünyanın gereği modern kentleşme ihtiyaçları bunların başında gelmektedir.

Bu nedenle 31 Mart 2024 tarihinde bir 5 yıllılığına seçeceğimiz Belediye başkanının bir yerleşim yerinde kamusal hizmetlerden sorumlu, seçilmiş en başta gelen kişi olacağına göre bu makamı dolduracak kişi de diğer toplum fertlerine göre daha farklı özelliklerin olması gereklidir. Eğer bu niteliklere başkan uyuyorsa bir lider olabilecek ve faaliyetlerine hızla devam edebilecektir. Yoksa iş yükünün ve baskıların altında ezilecek belediyeyi işlevsiz bir konuma itecektir.

Öncelikle Belediye başkanı liderlik vasıflarına sahip topluma örnek olacak bir kişiliğe sahip olmalıdır. Karar alma sürecinde etkili olmalı, vizyon sahibi olmalı, azimli, başarılı ve bilgili olmalıdır. Verdiği görevlerin peşine düşebilmeli, iyi bir hatip olmalı sözleri ile etrafındakileri tesiri altına alabilmelidir. Halkın içinde kalmaya öncelik vermeli, söz ve davranışları ile bunu kuvvetlendirmelidir. Üretici bir zekaya sahip olmalıdır. Mevcudu korumak yerine daha ileriye taşımayı amaç edinmelidir. Hayalleri olmalıdır. Başkan sözüne sadık olmalıdır. Belediyenin menfaatleri doğrultusunda diğer kurumlarla ilişkileri en yüksek konuma taşımalı, belediyenin hak ve menfaatlerini korumada azami özeni göstermelidir. Sadece kendini seçenleri değil bütün toplumu temsil ettiğinin bilincinde olmalı ve buna göre de hizmetleri yürütmelidir. Seçildikten sonra partiyle olan ilişkilerini asgariye indirmeli sadece o partiyi değil bütün halkı temsil ettiğinin farkında olmalıdır. Hangi türü olursa olsun kişiler arasında ayrımcılık yapmamalıdır. İyi bir amir olmalıdır. Hizmetlerinde bunu göstermelidir. Verimli çalışmayı kurumunda sağlamalıdır. Bunu yaparken de asla disiplinden ödün vermemelidir. Bir işlemi veya faaliyeti yaparken onu bilmese de ana fikrini öğrenmeye çalışmalıdır. Biliyorsa kendi yapıp göstermelidir. İyi çalışmayı ödüllendirmeli kötü çalışmayı ise tenkit etmeli, gerekenini yapmalıdır. Personeli arasında görüş ayrımına dayalı bir sınıflandırmaya girmemelidir. Çıkar odaklarından uzak kalmalıdır. Bunlarla ilişkiye girmemeli, birilerinin istismarına açık olacak davranışlar göstermekten kaçınmalıdır. Devletin parasını kendi parasından iyi kullanmalı ve muhafazasına çalışmalıdır. Planlı olmalı ve planlı hareket etmelidir. Göreve başlar başlamaz halkın ve kurumların gözündeki öncelikli sorunları tespit etmeli ve bunları öncelik sırasına göre halletmeye çalışmalıdır. Toplumu ilgilendiren bütün faaliyetlerin içinde bir lider olarak bulunmalıdır. Toplumla ilişkilerine özen göstermeli ve bunu topluma hissettirmelidir. İşinin önemini iyi anlamalıdır. Vebal sahibi olduğunu asla unutmamalıdır. Çok çalışmalıdır. İmkansızlık bahanesine sığınmamalıdır. Mazeret makamı değil hizmet makamı olduğunu bilmelidir. Etrafındaki kişileri de bu yönde yönlendirmelidir. Devletin malına sahip çıkmalı ve israfı önlemelidir. Tüyü bitmemiş yetimin bu malda hakkı olduğunu biran bile aklından çıkarmamalıdır. Merhametli olmalıdır. Düşkünlere şefkat eliyle muamele etmelidir. Haksızlığın karşısında ise yapanı kim olursa olsun durabilmelidir. Bu makamda geçici olduğunu bilmelidir. Kesesini doldurmaya çalışmamalıdır. Zengin olmak için bu makama oturmamalıdır. Gecesinin gündüzünün olmayacağını bilmelidir. Hizmetlerinde şeffaflığa önem vermelidir. Şaibelerden bu yolla uzak kalmalıdır. Kısacası, halkın başkanı olmalıdır.

Gerçekte halkın teveccühü ile seçilerek göreve başlayacak belediye başkanları için unutulmaması gereken, bütün bunlar bir belediye başkanında olmazsa olmazlardan pek çoğudur. En önemlisi ise yapılan çalışmalar sonucunda bir kentin, bir belediyenin çoğu zaman; o belediyeyi, şehri başarılı çalışma, hizmet ve projeleriyle geleceğe taşımış, bu anlamda farkındalık yaratarak, toplumun belleğinde iz bırakmış belediye başkanının adıyla hatırlandığı gerçeğidir.

Belediye Başkanı olarak yıllarca hatırlanacak kalıcı eserlere imza atarak, bu güzel insanlara hizmet etmekten daha  ulvi ne olabilir ki…

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir