KURAKLIĞIN GÖLGESİ ALTINDA KURBAN BAYRAMI

KURAKLIĞIN GÖLGESİ ALTINDA KURBAN BAYRAMI

Prof. Dr. Ali ALAŞ

alasali@hotmail.com

Sevgili okurlarımız, bu yıl kurban bayramını ülke olarak kuraklık tesiri altında geçireceğiz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı veriler dikkate alınarak 2024 yılına ait Standart Yağış İndeksi yöntemi ile hazırlanan 12 aylık (Ocak-Aralık 2024) meteorolojik kuraklık haritasına göre yurdumuzda;

  • Marmara Bölgesi’nde Bilecik, Balıkesir (Gönen) ve çevreleri hariç tamamında,
  • Ege Bölgesi’nde İzmir (Dikili, Seferihisar, Çeşme ve Ödemiş), Muğla ve çevreleri hariç tamamında,
  • Akdeniz Bölgesi’nde Antalya (Elmalı), Isparta, Mersin (Silifke), Kahramanmaraş ve çevrelerinde,
  • İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara (Polatlı ve Beypazarı), Kırıkkale, Eskişehir, Konya (Akşehir, Kulu, Ereğli, Hadim ve Ilgın), Kırşehir, Sivas, Kayseri (Sarız ve Develi) ve çevrelerinde,
  • Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Ordu, Giresun (Şebinkarahisar), Tokat ve çevrelerinde,
  • Doğu Anadolu Bölgesi’nde Tunceli, Bingöl (Solhan), Bitlis ve çevrelerinde,
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep ve çevresinde

Değişen şiddetlerde meteorolojik kuraklık etkili olmaktadır (https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/kuraklik-analizi.aspx?d=yillik#sfB ).

Hiç te iç açıcı olmayan bu tablo karşısında insanoğlu olarak acizliğimiz ve Rabbimize teslimiyetimiz için yurdumuzun birçok bölgesinde su tasarrufu konusunda yazılı ve görsel basın/yayın araçlarıyla yapılan yayınların yanı sıra yağmur duaları ve büyük hayırlar yapılmaktadır. Ancak, unutulmaması gereken bir gerçek şudur ki; Tasarruf, dara düşüldüğü zaman yapılması gereken bir davranış ve eylem biçimi değildir. Yokluk ve darlıkta istemeseniz de tasarruf yapmak zorundasınız. Asıl önemli olan varlık zamanında tasarruf edip, israftan kaçınabilmek konusunda toplumun bütün katmanlarının eğitimli olması gerekir. Herkesin bildiği gibi Ak akçe kara gün dostudur diye bilinen atasözümüz vardır. Bunun anlamı özet olarak; Varlık zamanında yapılan birikimler, darlık zamanında imdadımıza koşabilir demektir. Çünkü, iktisat ve kanaat bitmez ve tükenmez büyük bir hazinedir.

Doğal kaynaklar, insanoğlunun üretemediği, Allah’ın Rahmet ve Kudret hazinelerinden insanlığa ve canlılara bahşedilmiştir. Ancak, bu kaynakların bir kısmı yenilenebilir niteliktedir. Mesela, yenilenebilir bir kaynak olan su, yeryüzünde ilahi bir nizamın eseri olarak belli bir döngü halinde yeryüzü ile atmosfer arasında sürekli olarak dengeli bir biçimde canlıların istifadesine sunulmaktadır. Oksijen gibi suyun da insanlığa ve canlılara hediye edilen ilahi bir armağan olduğu, herkes tarafından idrak edilmelidir. Söz konusu farkındalığın sağlanabilmesi, eğitim yoluyla olabilir. Bu farkındalık oluşturulabilirse, hiçbir kimse suyun bir damlasını bile israf etmez. Çünkü, insanoğlunun içme ve kullanma suyu olarak faydalandığı yüzey sularının Dünya’daki oranı binde üç (% 0,3) civarındadır. Dergimizde önceki sayılarda yayınlanan yazılarımda da  (Simge dergisi sayı 108 ve 110) değindiğim gibi tüketim alışkanlıklarımızın değiştirilmesi gerekir. Mesela, yapılan araştırmalara göre tarımdan sonra en fazla su tüketimi moda sektöründe (79 milyar metreküp su) gerçekleştirilmektedir. Tarımda damlama su yöntemi gibi modern sulama yöntemlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasının yanı sıra moda sektöründe daha az su kullanılarak üretim metotlarının geliştirilmesi gerekir. Bireysel olarak bizler de alacağımız önlemlerle suyu tasarruflu kullanabiliriz, moda takibi, otomobil merakı gibi alışkanlıklarımızı gözden geçirerek giydiğimiz ve kullandığımız herşeyi olabildiğince uzun süre kullanabilmeliyiz (Bunun en müşahhas örneklerinden birisini TEMA Vakfı kurucusu rahmetli Hayrettin KARACA vermiştir. Çok zengin bir iş adamı olan Hayrettin beyin kırmızı süveterini çok uzun yıllar kullandığını herkes bilmektedir). Bir kot pantolon üretimi için 7 ton (7 bin litre) su tüketilmektedir, bir otomobil üretimi için 148 bin litre(148 ton) su kullanılmaktadır. Eğer, varlık zamanında bu tasarrufları yapmazsak insanlık olarak daha büyük felaketler ile karşılaşabiliriz.

Bu yazımız vesilesiyle, garip ve gurabayı, fakir ve fukarayı görüp gözeteceğimiz bir Kurban Bayramı geçirmemiz dileği ile hepinize selam ve sevgilerimi sunarım.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir